Haa dur! Dokunma Oraya

Dokunma oraya, 

sana ait değil orası. 

Bal sürüp yalama etimi, 

arılar iz bıraktı hücrelerimde.

Senin değil orası. 

Dokunma sakın…

Senin sokağın, senin kurduğun hayalin değil o beden!

Ağzı kokmuş, çürümüş parmaklara sürme ellerini.

Bakma üç kirpikli gözlerime,

sana ait değil…

Uçurtmalarını yollama evimin çatısına,

kiremit atar, yuvarlarım kendimi zemin katın rutubetli duvarına.

Bekleme ne olur artık beni. 

Senin tenin değil beklediğin beden!

Gitti o beden,

dokunduğunda gümüş çiçekler açan,

aya inat geceyi aydınlatan ten gitti…

Ağlama artık kadehine süt koyup.

Doğurmadım daha çocuğunu sakın korkma…

Üç kirpikten ikisi de dökülünce, içimde ki çocuk akıverir bacaklarımdan aşağıya.

Bekleme rüzgarı,

isteme yağmuru!

Hamuru yağa atıp, pişiren kadın yok artık.

Acımı eşikte bekletmeye alıştım uzun süredir.

Seni de eşikte beklerim çok mu?

Sevebilirsin...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir