Gövde

Kaç kişiydik?

Kaç kişisin?

Kaç kişiler?

Sana ait bir gövde de senden ayrı, seninle aynı gölgeyi paylaşan kaç ruha sahipsin?

Gölgen ruhunu barındıran gövdeden geçer mi?

Kaç ruhu gövdelendirebilirsin?

Sana bir gövde yeter mi?

Gövdelendirip dağıttığın senler ile bir ömür geçer mi?

Olmaz!

Olamaz!

Bir gövdeden bir gölge geçer!

Bir gölgenin bir gövdesi olur!

Sar beni gövdem.

Gövdem al beni.

Gölgem geç içimden.

Fısılda kulağıma lal alevim.

Bu gövde bu gölgeyi boğuyor.

Fısıldadığın sen ile tenler tutuşuyor.

Kaç kişiyi barındırıyoruz gövdemizde…

Binlerce gövdenin milyonlarca hikayesi saklı benliğimde. Bir ben değilim gövdemi parçalara ayırıp her bir ruha bir parçamı bırakan. Bir ben değilim! Bir ben olamadım! Bir ben, bir ben, bir ben Bir gövdeli bir ben kalamadım. Gövdemi ayırdım, içimdeki kendimlere dağıttım. Gölgemden geçirdim, şeffaf iplerle kendime bağladım. Gölgeni de oynatırsın istersen. Tut iplerinden parçalarını savur rüzgâra doğru… Bir oyun başlat gölgene! Bir oyun bitir göğe tutunalım. Gök—- göğe tutunalım yıldızlara basarak eriyelim. Bakarsın şeker olur yağarız çocukların üzerine. Milyonlarca dil tadına varır gölgenin. Bırak parmak uçlarımda yürümekten sıkıldım. Yıldızlara basacağım, göğe bak sen Şeker olup yağacağım. Aç pencereni, Çıkar avuçlarını yağmura bula sonra sür diline. Bir gövde şeffaf iplerle bağlı bir kaç gölge.

Sevebilirsin...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir