kaygım

Bulantılı hikayelerin sonuna doğru ilerlerken geçmiş sorgulamasına daha fazla düşeriz. Düştüğümüz boşluğun derinliğini hesaplarken, gelecek kaygılarını kucağa gömeriz. Yaşadığımız evrenin kendi içinde yenilenişini göz ardı ederek, kendimizi yenilenmez kabul ederiz. Çoğu zaman yaşadığım kaygı her hikaye sonunda yeni bir bulantı doğurur. Bazen beliren bulantının hacmi benimle birlikte ne kadar büyük düşünürsem o kadar büyür. Bulantı büyürse derim yara alır. Başlangıcımdan beri kendimden ayırmaya çalıştığım duyguları ancak derimin üzerine yapıştırabildim. Kendimin kendisinden vazgeçmesini, düşler penceresinde beklettim. Geçmiş kaygıları sırtıma bindirip gelecek kaygılarımla tanıştırdım. 

Sevebilirsin...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir