Yarım Kanatlı Anne Sexton

sexton

Bir kadındı…

Tepeden tırnağa zarafeti ve güzelliği ile herkesi büyüleyen,

kulağına ‘Deli Büyücü Kadın’ diye seslenen,

deli kadındı.

Soluduğu havanın organları içinde nasıl hareketlendiğini bilen,

havada uçuşan kan pıhtılarını perdesi kalkmış gözleriyle görebilen gerçek bir  büyücüydü.

Yaşamının her bir yerine kendinden parçalar bırakmak için çırpınan,

yaşadığı hayatın bir çok yerini kendi büyüleri ile iyileştiren,

düşlediği hayatı büyülerinden oluşturduğu, iksirlerle yaşayan bir kadındı.

Ağzından geçirdiği her bir iksiri soluk olarak kabul eden ve soluksuz yaşamanın hayalini kuran,

deli büyücü kadındı.

Deli Büyücü Kadın 1928 yılında yaşayanlara ya da yaşamayanlara yeni büyüler yapmak için evrene gönderildi.

Böyle büyük kelimelerin ağzından ayrılıp, kulağımıza tutunacağını nereden bilebilirdik.

Okuduğumuz her bir kelimenin soluk hızını derinden hissederken,

o soluk almanın önemini, aldığı soluksuz soluklar sayesinde bulamadı.

Soluksuz yaşanan ya da yaşanmayan bir hayatın içinde, 1953 yılında yaşamdan soluk alamadığını hisseden

‘Deli Büyücü Kadın’ karanlık kuyu içerisine ilk adımını attı.

Akılın bedenini terk ettiği, yarım kanadıyla uçup uçup düştüğü o  dönemlere ancak 21 yıl  dayanabildi.

Sonunda karanlık kuyunun dibini sıyırdı.

Soluksuz hayatı,

soluyamadığı evreni,

yine solunamayacak bir şekilde kendi isteği ile 1974 yılında derin bir solukta sonlandırdı.

Ardından bıraktığı bir çok kelime, şimdi bu kalabalık evreni solumamıza yardımcı oluyor.

Deli Büyücü, iyi ki geçtin bu evrenden.

İyi ki kulaklarımıza soluksuz büyülerle donatılmış bir kaç cümle bıraktın.

Sevebilirsin...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir