ak

Kanım Aksın

Yarım adım atığım bu zaman içerisinde,
günahım, yanlışım benimle ilerliyor.
Bastığım toprak yerin dibine giriyor.
Ayak izimi bıraktığım bir toprak üzerinde hareket halinde olmak,
hareket etmek dahi istemiyorum.
Yarım kanadımı açıp,
uçurum uçurum dolaşmak,
iplere asılmak,
kendimi salışlara akıtmak istiyorum.
Toprak kayarsa, ben de içine düşerim.
Düşersem çıkamam bilirim.
Bilirsem yaparım!
Zıttım hissederim.
Nerede siyah görsem akı yalatırım.
Nerede öpmek istesem etimi,
bir başkasını ısırırım.
Şimdi neyin neresinde kimin bedenindeyim?
Ya da bedenin neresindeyim?
Neresinde olmak istersin diye sorsalar
ayak parmak ucu derdim!
Kıpırdanır dururdum.
Dinlendirir, yorardım.
Ayak parmak ucumu severdim.
Uç iyidir,
ayak ucu iyidir.
Nina bile ayağımın ucunda uyumayı tercih eder.
Ufak bir kıpırtı da açar gözlerini gelir başucuna…
Ayak parmak ucu iyidir.
Sallatırsan sallanır, asarsan asılır, koparırsan koparılır.

Bu günün yeni bir güncesi,

Sebepsiz yere sebepsiz işler içinde kaldım. Neyin? kimin? yok benim…
Açık duran yaraya yeni yaralar eklenmesini diledim. Yaraya yara olacak yeni kanlar akıttım. Bugünün güncesini kendime armağan ettim. Ama çok kötü değildi. Poyrazlı günün sevdiğim yanı, ısıtan güneşe inat her daim üşüme riskine girmek oldu. Şimdi kendimle çelişmenin, kendime çelişkilerin çelişkilerinde yaşadığım bin parça ekledim.
Bugün güneş vardı…
Bugün şarkı söyleyerek uyandım, sarıldım adama.
Bugün umutlu uyandım. Bugün umut edeceğim umutlar var dedim.
Umutluyum.
Umuduma umutluyum.
Bugün güne uyandım.
Peki yarın?

Sevebilirsin...

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir