Kahhh – kahhh – kaa – haa
Anlık mutluluklar birikmiyor.
Nedir mutluluk ?
Bir ayakkabının diğer eşinin olması mı ?
Ayakkabıya eş, kendine yoldaş bulmak mı ?
Neydiiiiiii mutluluk ? —
Ne ?
Gülümsemek-mek-mek mi ?
Düşmeden uçabilmek mi?
Nasıldııııııııı mutluluk ?
Ağzını ayırarak bağırmak mı ?
Dolan mesaneni kahkahadan boşaltmak mı ?
Ayrılan ağzından, dolan mesanenden çamaşırına idrarını damlatmak mııı ?
Yoksa, Kumbaraya attığın bir kaç demir parçası mı ?
Demir parçaları da birikir, peki ya anlık mutluluklar ?
Ben hiç biriktiremedim!
Ben hiç yastık altına mutluluk saklamadım, ya da sütyenime kağıt parçaları sıkıştırmadım.
Aldım mutluluğu başıma sardım.
Yetmedi tenime yazdım.
Belki saklasaydım biraz, şimdi çıkarır bozdururdum.
Ben hiç yastık altına saklanan mutluluklara dokunmadım.
Benim mutluluğum, mutlu ettiğim insanlarla birleşti hep.
Birini gülümsetmek için kendi etimi bile ezdim.
Ezdim de biriktiremedim!
Aldım savurdum, herkesin olsun istedim.
Sizin mutluluğunuz nerede?
Benim mutsuzluklarım, yatağımın altında saklı!
Bir gün açılır kutu, herkese bir mutsuzluk düşer.
Alır mutsuzluklarımı başınıza takarsınız.
Mutluluğunuzu yastık altına saklarsınız.